Ana Sayfa
Özel Dosyalar
İnsan ve Toplum
İz Bırakanlar
Faydalı Bilgiler
 
Kültür Sanat
Polemik
Sudoku Oyna
Sesli Kütüphane
İletişim
Hakkımızda
Ö. Çetin Engin
Saflık, tarife muhtaç...
İrfan Atasoy
İyiyim!..
Vehbi Abimizin yazıları
"O büyük günde buluşuncaya kadar sevenlere sabır, selamet;
Mahrum kalmışlara da insaf ve itidal dilerim..." - Vehbi Arvas
Van seyahatim...
05 Ağustos 2011 Cuma | 10:09
Muhammed Bâkır Arvas'tan bir solukta okuyacağınız ve okuduktan sonra da etkisinde kalıp o güzel beldeleri görmek isteyeceğiniz bir yazı...

***

Van seyahatim...

Muhammed Bâkır Arvas'tan bir solukta okuyacağınız ve okuduktan sonra da etkisinde kalıp o güzel beldeleri görmek isteyeceğiniz bir yazı

Uzun bir yazı…
İçinde bulunduğumuz ay dolayısıyla ve hafta sonu olduğundan vakit ayırıp okuyalım…  

Ramazan ayı malum, hem büyükleri anmak hem de, umulur ki bir katrecik ruhaniyetlerinden istifade etmek için üç beş cümle yazmak ve sizlerin de okuması. Bu mübarek günlerin başlangıcında feyz ve şefaatlerine nail olmak amacıyla biiznillah. Seyahatimi özellikle mübarek ayın arifesine denk getirdim. Mevlayi Bari nasip etti.
Hamden leke ya Allah…
Şükren leke ya Rabbi…

Tatilin ilk gününden itibaren ecdadın kabri şeriflerinin ziyareti ve yörenin tanınmış simalarıyla görüşüp ve sohbet etmekle geçti. Hemen hemen her kesimden, dolu dolu verimli iki hafta, gayet güzel de geçti. İlk ziyaret, Hoşap'da (Güzelsu) metfun olan ailenin en büyüğüne.  Torunları tarafından Abdurrahman dede, ilim erbabınca da, Abdurrahman-ı Kutub, Kutub-i Arvasi olarak da bilinen zamanın Kutbu, büyük âlim ve veliye.

Ve Arvas…
Yoluna revan olurken, geçidin en tepesinde yıldızların bile aşağıda göründüğü ayrı bir gezegen sanki. Aşağıya doğru kıvrılan yolda irtifa kaybettikçe; dünyaya iniyormuş hissi ve bembeyaz bir suyun size eşlik edişi taaa Bahçesaray'a kadar, tarifsiz bir güzellikte. Hiçbir yerde ne ben ne sizler rastlayamayız; o beyazlıkta ve o berraklıkta bir suya. Yok böyle bir su. Kitabi değil, rivayet olunur ki, her Cuma akşamı (Perşembeyi Cumaya bağlayan gece) Cennetten bir damla su bu çaya damlarmış. Allah-u a'lem, Seyyid Muhammed Kutub, Mir Hasan-i Velinin komşuluğu ve bu sudan olsa gerek ki, Arvası burada kurmuştur. Yanılmaktan Allaha sığınırım.

Beyaz ve berrak suyun eşliğinde Bahçesaray'a varıyoruz. Yemyeşil, şirin bir o kadar da güzel peyzajı yapılmış harika bahçede soluklanmak için mola veriyoruz. Yol arkadaşlarım Bahattin ve Ubeydullah bana Naci Bey! Diye işaret ediyorlar, oturduğumuz yerden. Naci Beyi basından ismen tanıyorum sadece. AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan'ın babası. Cismen de görmüş olduk böylece. Yetmiş yaşındaki mütevazı ve bir o kadar da mert adam, oturduğu yerden kalkıp bize doğru yöneliyor. Buyur edip,  kısa süren selam kelamdan sonra, açlığı tokluğu sormadan, adamlarını çağırarak: Hemen masa kurun. Emrini veriyor. Masalara konulacak yiyecekleri tek tek sıralıyor. İsterseniz saymayayım masaya konulanları, içinde bulunduğumuz ay münasebetiyle.

Yeme içme faslından sonra, kısa bir yolumuz daha var. Arvas'a ulaşmak için kalkıyoruz.  Müsaade istiyorum. Vedalaşma faslı, bırakmıyor yolcu ediyor arabaya kadar, mahcup oluyoruz. Dönüşte görüşmeyebiliriz diye helallik dileyecekken, " görüşmeden gidemezsin" esprisiyle, veda cümlesini kurdurtmuyor.  İçten, samimi ve mert oluşu, işte budur dedirtti. İnsanımız böyle olmalı. Örnek bir şahsiyet vesselam…

Varıyoruz büyük velinin mekânına. Zamanın dışındaydım sanki o an. Bir an tereddüt ettim ayaklarının bastığı yere basmayı. Makamına, huzuruna nasıl varayım? Bu halimle mi?!.. Abdest tazelemek, namaz kılmak bahanesiyle vakit geçiriyorum ki, huzura varmadan çokça tövbe, istiğfar ve pişmanlıkta bulunayım. O zaman bir parça yüzüm olur belki. Bir ara geri dönmeyi bile düşündüm, huzura varmadan.  Tövbe ve istiğfara sığınarak; makamına adım adım ilerliyordum. Fatiha ve Kuran-ı Kerim'den sureleri ardı arkası kesilmeden tilavete devam ediyordum.  Yaklaştıkça, bir damla gibi toprağa düşmeyi ve oracıkta toprak olma hissi her hücremle hazırdım o an.

Ne zaman geldim ve ne kadar durdum bilemiyorum. Ayaklarının ucundayım, Seyyid Fehim Kuddise Sirruh…  Yere basmadığını kendime birazcık geldiğimde fark ettim. O anlar yer gök pamuk tarlası. Çil çil bulutlar içindeyim. Her cisim müstakil birer gökkuşağı renginde, o kadar naif ve nazlı dönüyorlardı ki, yeryüzü Cennet Bahçesine pervane…

Büyük dedemin Arvas Medresesine vakfettiği arazinin üzerinde 3 katlı olarak inşa edilen medresenin önünde kendimi buluyorum. Medresenin 60 öğrencisi, 2 müderris ve bir de yardımcıları var. O arazinin içinde bulunan çınara yaslanıp, müderrisin ikram ettiği çaydan yudumluyorum.  Tadına vara vara. Van'dan Arvas'a giderken babamın bir koli, medreselerde okutulan kitaplarını teslim etmenin mutluğunu yaşamak hiçbir şeye değişmem. Benim için çok ama çok önemliydi bu. Arvas'ta medresenin yeni binasında tedrisata devam etmesi; İbrahim amcanın, daha çocuk yaşta üç beş kişinin okumasına sebep olası ve icazetli müderris olarak Arvas Medresesinin yeniden neşv ü nema bulmasına vesile olması, hepimiz için yüz akıdır. Bunu yakından görünce sevincim milyonlarca kat arttı.

Müftü olmak, din adamı olmak, imam olmak bir şey ifade etmiyor, ecdadın yolunda gitmedikten sonra. Hele ki, miras bıraktıkları kitaplara, " eski klasik bunlar" deyip, bir kenara itiliyorsa; nankörlüğün ve cehaletin ta kendisidir.

Bu garip…
Oralara gitmişken, çocukluktan bu güne şöyle kısa bir turla koşturayım kendimi…
İki hafta kadar bölgede tatilimi geçirdim. Çocukluk yıllarım geçmişti oralarda. Zaman zaman uğramış, hastalık sağlık- sebebiyle kısa süreli kalışlarım olmuştu daha önce. Ama bu gidişim diğerlerinden çok farklıydı, her yönden.  Aklıma düşen, zihnimi meşgul eden şey; beynimi kemiriyor sanki. Ergenlik çağımı doğuda mı, batıda mı geçirdim bilmiyorum. Tam net değil, flu. Bu çağımı belki hiç de yaşamadım. Pek emin değilim, Bilmiyorum.

Düşünüyorum da, sevdiğim ve yakın olduğum dostlarım, şaka yollu takılarak, bir gerçeği dile getirmekten de çekinmiyorlar. Özellikle bazı yazılarımı ergence bulduklarını ifade etmeleri, merak uyandırdı bende. Hak veriyor ya da vermiyor tarafında değilim. Budur diye de, evet demiyorum.  Gerekçe, "ağır" olmalıymışım. Hani "büyük adamlar" gibi. Cismi mi, fikri mi neyi kast ettikleri net değil. Ne tür bir ağırlık ya da büyüklük o da müphem, vay be…  

Şu gerçeği de saptamam lazım: Çocukluktan bu ana kadar her şeyin bellekte kayıtlı olduğunu, sürekli canlı ve uyumayan beynin diriliğine bağlıyorum bunu. Taa o zamanlardan kalan bir hatırayı, bir olayı yazamam ya da dillendirmem, bu algıya sebep işte. Siyahlara da büründüm ben yine. Değişen bir şey yok. Lafın gelişi, öylesine, boşuna mı, asosyal olmak istiyorum diye çağrıda bulundum, aha bu sütunlarda. Birileri hitabıma muhatap olduğu zannıyla üzerine almış olabilir, eğer aldıysa ne mutlu bana. Aksi durumda; itiraf ediyorum, niyetim iki yönlüydü.  Ne vakit dosdoğru anlaşıldım ki? Öyle bir beklentim de yok!
…….

Peder Beyle uzun uzun mülahazalarım oldu. Mensubu bulunduğumuz ailenin, çok değil, yirmi yıl önceki durumu ile şimdi ki durumunu özellikle sordum kendisine. İki şey öne çıktı: Makam - mevki sevdası ve siyasi hırs yüzünden büyüklerden gelen ne kadar güzel haslet varsa hepsi terk edilmiş. Çoğunu tenzih ederek; sözüm ona makam-mevki ile adam olacaklarını sananlara…   
 
Not:
Siyaha devam, seviyorum…

Kaynak: Haberkuşağı
  kültür sanat kategorisindeki en yeni içerikler
- Türk sinemasını bekleyen büyük tehlike…
- Sinemeseverler Azalıyor mu?
- Kâbe'deki Osmanlı Revakları Yıkılmayacak...
- TGRT FM 19 Yaşına Girdi....
- Van seyahatim...
- Mona Lisa'nın sırrını çözecek mezar açıldı!
- Cannes Film Festivali Başlıyor!
- İstanbul Film Festivali Başlıyor
- Burhan Kuzu’dan Gündem Oluşturacak Kitap...
- Mesir Festivali Başladı
- 3500 Vakıf Eseri Restore Edildi...
- Vizyona 6 Film Girdi...
- Oscar'a "Zoraki Kral" Damgası...
- Washington'da Osmanlı İzleri...
- Tarihî bir mevlid...
- 2010 Oscar adayları belli oldu...
- Vizyonda Bu Hafta...
- "Muhteşem" Tepki...
- Altın Küre'de "Sosyal Ağ" Damgası...
- "Muhteşem Yüzyıl"a Rekor Şikayet
- Necati Cumalı'nın bilinmeyen şiiri!..
- Mahmut hoca taburcu oldu!..
- Dizi Süreleri Kısalacak mı?
- S. Ahmet Arvasi dualarla anıldı...
- Ulucanlar İşkence Müzesi Oldu...
- Bu kategoridekileri listele
   
SaatliMaarif.com
Sınırı çizilen her özgürlük tanımı kalemimizin mürekkebidir....
Bir Derinev Yapımı