MATRIX GİBİ SANAL...
- Arkadaşlarım çok ısrar etmişti... Uygunsuz sahne pek yok gibi, bir izle demişlerdi... Matrix filmini izlemiştim...- Evet... Ben de izledim...- Adamlar batıl yollarının propagandasını yapmışlar bütün seride... Ama beni bir sahnesi çok etkilemişti... Oradan bir sonuç çıkarmıştım...- Hangi sahne...- Matrix sanal, düzmece, herkesin kendini yaşıyor sandığı bir yer... Aslında hepsinin bedeni bir tür küvözde... Kablolarla bağlı...- Evet...- O sahneyi çıkarabilecek misin bilmiyorum... Başrol oyuncusuna bu gerçek anlatılırken, milyonlarca küvöz gösteriliyor... Onlar kendini sokakta yürüyor, yiyip-içiyor sanıyorlar ama aslında küvözdeler... Bunları sadece beyinleri yaşıyor... Makinalar gelip küvözlerinde onları kontrol ediyor... Matrix hepsini yönetiyor...- Evet hatırladım...- Bütün lezzetler sahte... Bütün gördükleri sahte... Hepsi bir sanal program sadece... İşte dünya, nefs ve şeytan da bir olmuş bize bunu yapıyor dedim içimden... Düzmece hayallerle, hiç ölmeyecekmiş hissi vererek, çürüyen lezzetlere alıştırıyor bizi... Biz bunları gerçek sanıyoruz... Bunu gerçek sanmaktan hakiki lezzetlerin farkına bile varmıyoruz... Hatta büyük yığınlar bu lezzetlere öyle bağımlı olmuş ki; senin az önce namazda aldığın hakiki lezzetleri inkar ediyor... Bu lezzetlerin varlığını söyleyenleri de gerici diye aşağılıyor...- Tüylerim diken diken oldu... Aman Allahım... Titriyorum...- Muhammed aleyhisselam, "İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar" buyurdular... Bu sahte lezzetlere kapılanlar gaflet uykusuyla ömür geçiriyorlar... Bu girdaptan çok az kimse kurtulabiliyor... Bu zamanda çok az insan hakiki lezzetlerin farkına varabiliyor... Yani çok az kişi küvözde yaşamayı reddedip, gerçeğe koşabiliyor...- Söyleyecek bir şey bulamıyorum...- Küvözde mi olacaksın, gerçeğe mi koşacaksın... İşte bunun kararını sen vereceksin canım...- Aman Allahım... Aman Allahım...- Ben küvözde olmayı reddettim... Allahü tealaya kul olmayı, O'na itaat etmeyi seçtim... Sanal hayat için değil, baki ve ebedi olan, gerçek hayatı, ahiret hayatını seçtim... Öldükten sonra Fatıma anneme koşup, sarılmayı, onun ellerinden öpmeyi seçtim... Rabbimin, eşref-i mahlukat olarak yarattığı insan olmayı seçtim... Allah ne emrettiyse harfiyen uymayı... Onun emrettiği gibi yaşamayı seçtim güzelim... Ahzab suresinin, (Emaneti göklere, yere ve dağlara bildirdik. Onlar bunu yüklenmekten çekinip sorumluluktan korktular. Onu insan yüklenerek, nefsine zulmetti, o çok cahil yani sonunu bilemedi) mealindeki 72. âyet-i kerimesinden önceki âyette, (Allah ve Resulüne itaat edenler [emirleri ile yasaklarına uyanlar], büyük kurtuluşa [ebedi saadete] kavuşurlar) buyuruluyor. Bu emirlerle yasaklar, emanete benzetiliyor. Emaneti yerine vermek gerektiği, ibadetleri yapmanın önemi bildiriliyor..........İrkildi bir defa daha, emanetten habersiz oluşuna...
(devam edecek)
-Ömer Çetin Engin-
omercetin@saatlimaarif.com omer.cetin@tg.com.tr
|