 Şairin şu ana dek gün yüzüne çıkmamış şiiri edebiyat dünyasında heyecana yol açtı. 1933'da yayımlanan "Ocak" adlı dergide Necati Cumalı'nın bir şiirinin yer aldığı ortaya çıktı. Şiirin Cumalı'nın yayımlanan ilk şiiri olduğu düşünülüyor.
Öyküleri ile romanları ile şiir ve tiyatro oyunlarıyla Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Necati Cumalı'nın, bugüne dek bilinmeyen bir şiiri ve makalesi, hayatının bir bölümünü geçirdiği İzmir'in Urla ilçesindeki kütüphanede bulundu. Urla'da yayımlanan yerel bir gazetenin yazarlarından Namık Kemal Nomak, Urla Halk Kütüphanesi'nde araştırma yaparken, tesadüfen 1939 yılında Urla Halkevi'nce yayımlanan ve ömrü iki sayı ile sınırlı kalan ''Ocak'' adlı dergisinin ilk sayısına Cumalı'nın da katkı verdiğini fark etti.
Dergide, mübadele ile 1923 yılında Urla'ya yerleşen, o tarihte İzmir Atatürk Lisesi'ni yeni bitiren ve Ankara Hukuk Fakültesi'ne gitmeye hazırlanan edebiyat sevdalısı genç Cumalı'nın bir makalesi ve bir de şiiri yer almakta.Nomak, Cumalı'nın çok genç yaşta yazdığı şiir ve yazıya ulaşmanın kendisini çok heyecanlandırdığını belirterek, yaptığı araştırmanın, Necati Cumalı'nın şiir ve yazısının edebiyat çevrelerinde daha önce bilinmediğini ortaya koyduğunu söyledi.
Nomak, Ocak Dergisi'nin 19 Şubat 1939 tarihli ilk sayısının 8 ve 9. sayfalarında Cumalı'nın ''Beğenmek'' konulu makalesiyle ''Ümitlerimin Gemisi'' isimli şiirinin yer aldığını kaydetti.
Urla ilçesinde yaşamış olan çok sayıda edebiyatçımızdan biri olan ve ilçede her yıl adına Edebiyat Günleri düzenlenen Necati Cumalı'nın, yayımlanan ilk eseri olduğu tahmin edilen şiirini sizlerle paylaşmanın heyecanını yaşıyoruz...
ÜMİTLERİMİN GEMİSİ
Uzun direklerin ucuna Uzak iklimleri çiziyor duman. Beyaz köpüklü sular ardına, Gömülüyor hatıralarıyle liman. Gemim gidiyor, gidiyor Hafif dumanında Martılarıyle Gemim gidiyor, gidiyor Tayfalarının dudaklarında Şarkılarıyle, Bembeyaz güvertesinde duran, Mavi elbiseli gemicilerim Selâm, sevgi hasret taşıyor Bembeyaz yelkenlerine vuran Hayallerimin rüzgarıyle Gemim yaklaşıyor, yaklaşıyor Ah! direkleri, kollar gibi, Allah'a yükselen Teknesi, göynüm gibi, yeşil sularda yüzen Gemim!.. Ah! sevgiliye ümitlerimi götüren Bahriyelilerim Çabuk git, çabuk, gemim benim Seni, narin ellerinde, kalpleri gibi, mendilleri titreyen, Mavi gözleri yaşlı, genç kızlar bekliyor. Seni, hovarda bahriyelilerin parasını yiyen, Dudakları boyalı kadınlar bekliyor? Seni, bir çam kabuğuna bütün hasretiyle işleyen, İhtiyar kaptanın mavi elbiseli oğlu; Seni, içleri uzak diyarların hasretiyle dolu, Yanık derili, yalınayak, çocuklar bekliyor Git gemim, git? Seni, bütün denizi ve gemileri sevenler Seni, beyaz yelkenlerde rüya görenler Bekliyor Git gemim, çabuk git Benden selam, sevgi götür, Aşkımı, ümidimi götür Bekleyenlere Git gemim, git!.. Ah! ne oldu öyle birden? Bin hayalle yüzdürdüğüm gemim? Koptu yavaş yavaş orta yerinden Yarime yazdığım mektubum benim!.. Kâğıt gemim gittikçe yan yatıyor. Uzanmış sevgilimin küçük elleri, Gemimin direkleri gibi, suya Zavallı bahriyelilerim atıyor, hasretle işlediğim mavi elbiseleri, İçimin direkleri Gibi, suya Sular, onu, yılların aşkımızı örttüğü gibi, örtüp unutuyor. Gemim ümitleriyle, hatıralarıyle, bahriyelileriyle batıyor!. |