Vehbi Abimizin yazıları
"O büyük günde buluşuncaya kadar sevenlere sabır, selamet;
Mahrum kalmışlara da insaf ve itidal dilerim..." - Vehbi Arvas |
|
 |
 |
Hayal Tiyatrosu: 'Şefkat' (14) |
 |
14 Aralık 2010 Salı | 15:23 |
 |
MUTLULUK AVUCUMDAN KAYIP GİDİYOR...
- İlk aklıma gelen çevremde oluşacak tepki... Bu yaşta ne o örtünmek diyecekler... Gençsin, güzelsin sen ne yapıyorsun diye hemen her gün gelecek eleştiriler, aşağılanmalar düşündürüyor beni... Belki örtündüğüm için benden uzaklaşacak arkadaşlarım olacak... Yalnız kalacağım... Bunlar gözümde dağ gibi büyüyor açıkçası... - Bir hadis-i şerif var... (Bir kimse, insanların kızacakları şeyde Allahın rızâsını ararsa, Allahü teâlâ onu, insanlardan geleceklerden korur. Bir kimse, Allahü teâlânın kızacağı şeyde, insanların rızâsını ararsa, Allahü teâlâ onun işini insanlara bırakır) Bugün bir çok insan bu ölçüye uymuyor... Benim dikkatimi çeken bir şey var... Günümüzde birçok arkadaş olmadık şeyden birbirlerini kırıyor... Kendini arkadaşına tarif etmeye ihtiyaç duyuyor... - Nasıl yani... - 'Ben o gün öyle söylemek istemedim... Sen beni yanlış anladın...' veya 'Ondan bunu hiç beklemezdim... Çok kırıldım. Bu nasıl arkadaşım diye ortalıkta dolaşıyor'... - Evet hiç yabancı değil... Çok duydum ve sıkça ben de kullanıyorum bu sözleri... - Ya şuna ne dersin... 'Bu kaçıncı... Sana kaç kere bana böyle davranma dedim...' - Evet evet doğru.. - Dur bak daha bitmedi... Ya şu nasıl... 'Yaa niye gelmiyorsun ki... Kendini amma naza çektin ha... Yani kaprislerinden bıktım...' veee çaat diye telefonu yüzüne kapatmalar... - Daha geçen gün böyle bir olay oldu... Bir arkadaşım iş çıkışı dolaşalım dedi... Kendimi çok halsiz ve dağılmış hissediyordum... Yalnız kalmayı çok istiyordum... Eve gideceğimi söyleyince benzer şekilde çıkıştı bana... Bütün gece mutsuz oldum onun tavrı yüzünden... Bana kapris yaptığımı söyledi... Bütün gece ben saplantıları olan biriyim demek ki diye suçladım kendimi... - Bak canım... Bunun gibi daha bir çok misaller verebiliriz... İnsanlar mutsuzlar... Arkadaşlıklar tarife muhtaç... İnsanlar işte bu hadis-i şerife uymuyorlar... Allahın kızacağı işte, arkadaşının rızalarını seçiyorlar... Allah da kendi rızasını değil de, arkadaşının gönlünü yapmak için günahları seçenleri onların eline bırakıyor... O halde aklımızı kullanmalıyız... Muhammed aleyhisselam, Allahın rızasını seçenleri, Rabbimizin himayesine alacağını müjdeliyor bizlere.... O insanlardan da korur merak etme... Şunu sor kendine... İnsanların rızasını düşünmekten, Allaha hesap vereceğini düşünmeyen günümüz insanı ne kadar mutlu... Arkadaşlıklarında, kazançlarında, yaşantılarında ne kadar mutluluk var... Hep bir şeyler bayatlıyor değil mi? - Evet kesinlikle doğru... Gittikçe mutluluğumun azaldığını hissediyorum... Önceki yaşlarımdaki arkadaşlıklarım daha çocuksu da olsa tazeydi... Şimdi bir şeylerin avucumdan süzülüp kaybolduğunu hissediyorum... Telaşla kaybetmemek istiyorum ama nafile... - Güzelim... Dinimiz iki dünya mutluluğu için gönderildi... Rabbim bu dünyada da mutlu olmanın öte dünyada da sonsuz Cennet'te kalmanın yolunu gösterdi bize... İki dünyada da bizi ne mutlu edecek, bunu Allah bilir... Tabi O bilecek... Başka kim bilecek... Bizi yaratan O... Hayret ediyorum insanlara... İnsanlar fabrikalarda bir alet üretir ve içine kullanım kitapçığı koyar... Bu aletin nasıl çalışacağını anlatır bu kitapçık... Bu şu demektir; (Bu aleti biz ürettik. Nasıl kullanmanız gerektiğini de biz biliyoruz... Bizim dediğimiz gibi kullanırsanız fayda elde edersiniz... Yanlış bir tuşuna basarsanız cihaz yanar, paranız da boşa akar...) İnsanlar bunu gayet doğal karşılar ve o kullanma kılavuzuna harfiyen uyar... Kainatı, bizleri, her şeyi yaratan Rabbimiz de bir kitap ve onu izah edecek bir peygamber göndermiş... İki dünyada fayda elde etmenin yolunu bildirmiş... Buna din deniyor... Ama kulları nasiplileri hariç, 'olmaz... Bu cihazı ben kendim kullanacağım' diyor...
(devam edecek)
-Ömer Çetin Engin-
omercetin@saatlimaarif.com omer.cetin@tg.com.tr
|
 |
|
 |
|
 |
|
|
|