 " KEÇİBOYNUZUNUN Arapçada adı kırrat. Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca elmas ölçmek için kullanılmış. Elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmış. Bu yüzden keçiboynuzu, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiş. * * * Profesör Dr. Aydın Akkaya şöyle yazıyor: "Keçiboynuzu çekirdeği doğada ağırlığı değişmeyen tek tohumdur... Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için hem de içine su alması olasılığının çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlı döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır... dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir... Satıcı iki dirhemlik bir şey satarken (8 çekirdek) lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alan kişinin itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere de "İki dirhem bir çekirdek" denmesi bundan. Ben yediğim keçiboynuz çekirdeklerini hiç bir zaman atmadım ve bunları sabırla biriktirdim.Aşağı yukarı 1 kilo kadar oldu ve biriktirmeye devam ediyorum.Sebebine gelince (aşağıda).Yeryüzündeki doğal (organik boya elementleri) boya pigmentlerinin en çok olduğu tanecikler keçiboynuzu çekirdeğidir.Türkiye deki Toroslar anavatanı olup Torosların uzantısı ta Hindistan a kadar bu ağacın yayıldığını görürüz.Kökleri yerine göre 80 metreye kadar toprağa inebilen çok kuvvetli bir ağaç.Bir çekirdeğin toprağa düşünce çimlenmesi ve fide oluşması çok çok zor . Benim gezdiğim alanlarda fide halinde topraktan kendiliğinden çıkmış çok az ağaça rastladım.Bir keçiboynuzu (harnup) ağacının altına her yıl binlercesi döküldüğü halde bir tane bile çimlenme olmaz.Ben bu çekirdeğin de bir canlının (mesela bir cins kuşun) sindirim sisteminde bir müddet evrim geçirip d ışkısı ile dışarı atıldıktan sonra çimlendiğine inanıyorum .Tıpkı ardıç kuşunun ardıç ağacının tohumlarını bu şekilde çimlendirmesi gibi.Türkiye nin tüm keçibonuzları köylerden toplandıktan sonra çok az bir kısmı kuruyemişçilerde satılır.Çok az bir kısmınında pekmezi yapılır. Basit bir işlemden geçirilerek çekirdeğinden ayrılır.Çekirdekler Honkong daki piyasada tonu çok büyük rakamlarla dünya boya sanayiinin devlerine satılır.Türkiye'deki posası ise genellikle kümes hayvanlarının yemlerine karıştırılır.(Civcivler 45 günde yenecek hale getirilir.)
Çekirdeği çok yüksek (doğal konsantre olarak )organik boya maddeleri içerir.Bu çekirdeğin öğütülmesi ve az miktarda (bir çay kaşığı kadar) kahve şeklinde içilmesi vücuttaki boya imal eden hücrelere takviye olacaktır.Mersinde bir gayri müslüm vatandaşımız keçiboynuzundan ve tabii çekirdeğinden nescafe benzeri bir içecek yaptı ve Sağlık Bakanlığından onay aldı.Bende satın aldım ve kullandım.Çok faydasını gördüm.Pekmezi hele bizim yaştaki insanlar için her evde bulundurulması gereken bir ilaç.
|