Ana Sayfa
Özel Dosyalar
İnsan ve Toplum
İz Bırakanlar
Faydalı Bilgiler
 
Kültür Sanat
Polemik
Sudoku Oyna
Sesli Kütüphane
İletişim
Hakkımızda
Ö. Çetin Engin
Saflık, tarife muhtaç...
İrfan Atasoy
İyiyim!..
Vehbi Abimizin yazıları
"O büyük günde buluşuncaya kadar sevenlere sabır, selamet;
Mahrum kalmışlara da insaf ve itidal dilerim..." - Vehbi Arvas
Ofsayttan gol olur mu?
01 Kasım 2009 Pazar | 00:41

'Bu da mı gol değil?' diyor değerli ve sevgili yazarımız Faruk Salt. Aslında o da sevgili bir dostunun sorusunu sunuyor okurlarına. Bu haykırışın isyankâr bir hâli yok, anlıyor insan. O, yıllardır milletin sinesine düğümcüklenen bir yarayı, derdi aktarıyor. Bir titreşim gibi yürekten çıkan bu dalgacıklar benim sineme de vurmuş olacak ki bu halkaya dahil olmamaktan kendimi alıkoyamadım.

Zalimin zulmü varsa…

Son yaşanan gelişmelere baktığımızda 'umalım bunlar gerçek olmasın' diyoruz. Elbette adaletin tecelli edeceğinden (benim de dahil olduğum) milletimizin şüphesi yok. Bekleyeceğiz ve göreceğiz.

Türk Silahlı Kuvvetleri gözbebeğimiz. Klâsik hale gelen bu sözü inanın yürekten söylüyorum.
Milli birlik, beraberlik, savunma ve caydırıcı bir güç olarak varolması gereken bir kurum. Bu bizim genlerimizde var, inkar edilse bile… Peygamber ocağı, anaların kınalı kuzularının vazifelerini, şerefle; millet, namus ve din uğruna îfa ettikleri kutsal yuva. Eğer bir milliyetçi varsa âlâsı benim. Eğer bir ulusalcı varsa onun da âlâsı benim. Oklar bayrağımda, rozetimde, sözlerimde değil, yüreğimdedir benim!

Tüylerim ürperiyor…

Yıllar önce Psikolojik Harp Dairesi olmalı mı olmamalı mı, kalmalı mı kaldırılmalı mı tartışmaları çıktığında buna karşı sert bir tutum takınıp kaldırılmaması yönünde görüş bildirmiştim. Kaldırılmadı ama adı değiştirildi sanırım. Ama bir düşünsenize, espiyonaja karşılık kontr-espiyonajı olmayan bir silahlı gücünüzün yoksunluğunda nasıl kuvvetli ve uyanık olabilirsiniz. Nasıl milli güvenliğinizi sağlayıp buna karşı tedbirler alabilirsiniz. Bunu yapamadığınız anda yok oldunuz demektir. Bu birimin de nasıl ve ne amaçla kullanılacağı belirlenip belirtilmiştir. Fakat… Eğer bu kendi vatandaşlarına dönük bir harekat olursa… Kendi vatandaşlarını tehdit unsuru görüp, kayıtsız şartsız bir şekilde, taammüden egemenliğe  kast ediyorsa… Düşünmek dahi istemiyorum. Tüylerim ürperiyor, diken diken oluyor, iliklerime kadar kanımın çekiliyor.

Patiler havaya…

Emir-komuta zinciri burada önemli bir rol oynuyor. Kendinizi o kurmay albay'ın yerine koyun. Ya da diğerlerinin. Bir üstünüz size bir emir, görev verse ne yaparsınız? 'Bunu bu yönde hazırlayacaksın, bu veriler ışığında…' dediğinde siz ne yaparsınız? Hele bu TSK'da cereyan ediyorsa. Bu konuda da biraz empatiye ihtiyacımız var sanırım. (Sadece düşünün)

Unutmadan, bu belge, adı geçen kurmay albay tarafından üstlerine sunulmak üzere hazırlanmış taslak da olabilir. Her şey olabilir! Soğukkanlı olalım ve sonucu bekleyelim.

Uyursan ölürsün…

Eğer bir yerlerde bir zalimin bir zulmü hasıl olduysa, oluyorsa, onun yerde kalmayacağına inanlardanım. Zira buna inancım şundandır; Kur'an-ı Kerim'de mealen, "Biz, zulmetmekte olan nice memleket halkını kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka toplumlar meydana getirdik" (Enbiya-21/11)

Uyanık olalım. Bu vatan hepimizin. Hepimizin görevleri var. Tahriklere kapılmayalım. Şişirilmiş haberlere aldanmayalım. İyi tahlil edelim, süzelim. Sorumluluğumuz, aynı gemide yolculuk ediyor oluşumuz. Sorumluluğumuz, birlik ve beraberliğimizi muhafaza etme zorunluluğumuzdur. Gemiden atlayanlar, gemiden atılanlar, gemide isyan çıkarıp dümene geçme arzusunda olanlar, filikaya binip öteki teknelere iltica edecekler ya da gemiye kuvvet katacaklar olacaktır, hep oldu, olacaktır da…

Ofsayttan gol olur mu?

Başa dönecek olursak. Değerli büyüğüm Faruk Salt ağabeyime, dolayısıyla sevgili dostuna,  ağabeyime diyeceğim şudur. Bu da gol olmayabilir, elle atılmış olabilir. Hatta birileri çıkıp maçı tatil bile edebilir. Zira bizler, her maç öncesinde, sahaya, kafasına dikiş atılan hakemlerle çıkıp, golü ofsayt sayılan bir milletin çocuklarıyız!..

***

DP-ANAP birleşmesine dair ufak bir not...

26 yıllık Anavatan Partisi, 31 Ekim 2009 tarihinde yapılan bir kongre sonucu Demokrat Parti'ye iltihak etti. (Buraya dikkat, bu tarih ayrıca 20 sene önce 1989'da Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilme tarihidir) Bir anlamda ANAP kendini feshetti, tarih oldu. ANAP, rahmetli Turgut Özal'ın, cumhurbaşkanı olduğu ve öldüğü an manen tarih olmuş, kendini feshetmişti zaten. Yani kısaca bu iş 16-17 sene önce tarihin tozlu raflarında yerini almıştı.

Bu arada ilginçtir DP lideri Hüsamettin Cindoruk, kongrede yaptığı konuşmada, Ergenekon'dan (keşke başka bir isim olsaydı) tutuklu bulunan sanıklara sahip çıktı, şaşakaldım. Cindoruk, 'Silivri'de bulunan kişiler için üzülüyorum. Mehmet Haberal'dan, Mustafa Balbay'dan, Tuncay Özkan'dan terörist olur mu?' diye yakındı. (Onların zatında diğer sanıklara da) Utanıyorum birazdan yazacaklarım için. Kimse terörist demiyor, kimse suçlu demiyor. En azından ben demiyorum. Alınıyorum sayın Cindoruk, hukukçusunuz. Yapmayın! İddialar var, tamam. Eğer suçlu oldukları delillerle ispat edilemezse salıverilecekler, olay bu kadar...

(bkz. Ofsayttan gol olur mu?)

Sanık kime denir?

Sanıyorum sanık kelimesini açıklamam gerekecek, şudur: ''Suçlu olduğu sanılarak mahkemeye sevk edilmiş (kimse), maznun.'' (TDK Sözlüğü)
Sanık, suçlu olarak yargılanana değil, hakkında suç isnadı olan kişiye denir. Yani teknik olarak sanık, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre, kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar (suç şüphesi altında bulunan) üzerine atılı suç sebebiyle hakkında iddianame tanzim edilmiş olan kişiye kovuşturma evresinde verilen sıfattır.

E-posta: irfan@saatlimaarif.com

  İrfan Atasoy kategorisindeki en yeni içerikler
- İyiyim!..
- Uyu Ey Peri...
- Öğrenci dediğin...
- Wikileaks: Nihil novi sub sole...*
- Fedakâr terk edişler...
- Müdahil Aşk...
- Paslı Bahar Söylencesi...
- Ofsayttan gol olur mu?
- Lâfın Gelişi...
- Dün öldü, bugün can veriyor, yarın henüz doğmadı.*
- Karnabahar Yaprakları...
- Öylesine...
- Beklenmeyen Kaza!..
- Çakma!
- Ahirete intikâl mi edilir, irtihâl mi?
- Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
- Ne verdinse odur dahî nemiz var...
- Arı Ordusu...
- 'O'na...
- Sonbahara Dönmüş Tenin
- Hiç olmazsa bir tebessüm...
- Kanımca...
- Donmuş Varsayımlar...
- Vaveylâ
- Son Umut Kırıntıları...
- Bu kategoridekileri listele
   
SaatliMaarif.com
Sınırı çizilen her özgürlük tanımı kalemimizin mürekkebidir....
Bir Derinev Yapımı