 Çetin Altan'ın genel görüşleri her ne kadar sivri olsa bie bir filozof olduğu da yadsınmamalı. Az da olsa bazı görüşlerine kulak vermeli. Bu defa 'polemik', yani sert olan bu zeminde Altan'ın görüşlerine yer veriyoruz.
***
"Dünyada tanımlanmış meslekler ile Türkiye'de tanımlananlar arasında böyle ciddi bir fark olmasının nedeni köylü-kentli farkından kaynaklanıyor. Köylüyle kentlinin hikâyesi bunlar. Yani Müslüman ile Hristiyan olarak gösteriyorlar bunu ama hâlbuki öyle değil. Teknolojinin gelişimiyle kentli olunur. Köylüler fabrikalara işçi olarak gitmeye başladı. O zaman sınırsallık meydana gelmeye başladı. Aristokratlar döneminden birden bire Fransız İhtilâli'yle demagoglar saltanatına dönüştü iş. Bir uzay çağı artık. Küreselleşme hızlandığı zaman sana göre, bana göre, onlar, biz ayrımları politik lâf olarak kalıyor, bilimselliğini yitiriyor. Türkiye'de 370 bin kişinin mesleği var. Türkiye, mesleksizler yığını. Mesela generallik meslek değildir. Mesleğin tarifini yapmak gerekiyor. Meslek dendiği zaman sana göre, bana göre değişmez. Türkçe'de soyut kavramlar tanımlanması yapılmıyor. Mesela hukukun, devletin tanımlanmasına daha rastlamadım. 'Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin' ise devlet nereden çıktı diye sorulmaz mı? Beğenmek nedir, sevmek nedir, mutluluk nedir, başarı nedir? Bunlar hep soyut kavramlar, Türkçe'de kaç kelime, İngilizce'de kaç kelime kullanılıyor mesela. Yani yapısalcılık açısından kullandığı kelimelerin sayısı belirlenince toplumun kalite değeri ortaya çıkar. Türkiye'de bir kişi pek çok işi yapıyor deniyor ama onlar iş, meslek değil ki. 'Ben her işi yaparım' bu durum. El, ayak işleri denir onlara. Uzmanlaşma olması için evrensel kalitede olacak. Evrensel boyuttaki bir kalitenin Türkiye'de bir piyasası yok…" |