 31 aralık 1988 karlı soğuk bir kış günüydü… Van'da Türkiye gazetesi bürosunda fırtına gibi bir haber geldi… S.Ahmet Arvasi hocam vefat etmişti… Yıkıldım. İçimden bir parça koptu sandım… İnsan çaresizliğini ve aczini böyle zamanlarda daha iyi anlıyor… En sevdiğiniz,uğruna pek çok şeyleri feda edebileceğiniz biri Sanki ellerinizden kayıp sonsuzluğa uçuyor ve siz öyle bakakalıyorsunuz,çaresiz ve aciz… ………
S.Ahmet Arvasi ağabeymizdi.Akrabamızdı.Komşumuzdu. Merhum babası Abdülhakim amca az konuşan fakat sevecen bakışı ve tebessümü kendi heybetini gizlerdi. Fırsat buldukça evde ziyaretine gider elini öper ve hayır dualarını alırdım. Ahmet abi Van'a geldiğine sohbetine koşardık.Akrabalarına hasret idi.Her birimizi ayrı ayrı sorar hal ve ahvalimizi ilgiyle takip ederdi O kadar mütevaziydiki abi kardeşten öte bir arkadaş gibi davranır sevgisini ve hasretini belirtmekten geri durmazdı.Hatıralarını paylaşır ve memleketin geçmişi ve geleceği ile ilgili mukayeseli tahliller yapardı. Bu samimi ve yakın arkadaşlık benim İstanbul eğitim enstitüsüne kayıt yaptırmam ile öğretmen-öğrenci durumuna dönüştü.Sosyoloji dersimizin hocası Muhterem abim kıymetli S.Ahmet Arvasi olduğunu öğrenince hem şaşırmış hem de çok pek çok mutlu olmuştum. Hele ilk dersimize girişini ve ders anlatışını asla unutamam.Böylesi bir hitabet hiç beklemiyordum doğrusu.Ahmet ağabeyi çok seviyordum.Çok sohbet etmiştik baş başa ama bir öğretmen olarak dersini dinledikten sonra sevgim hayranlığa dönüştü… İnsanı,insan yaradılışını ve insanlar arasında davranış biçimini sosyolojik olarak o kadar heyecan verici ve ilgi çekici şekilde anlatıyordu ki sınıfımızdaki öğrenciler belkide ilk defa bu kadar net ve derin bilgi sahibi oldular insanlık hakkında… Hele bu ders saatlerinin dışında okulun tüm öğrencilerinin katıldığı Büyük konferans salonunda yaptığı oldukça heyecan verici konferans Tek kelime ile müthişti…Onu tanımak işte bu konferanslarda nasib oldu.Anlatılmaz yaşanır…Ben yaşadım ve tanıdım.Ahmet arvasi abim Çok iyi bir hatip,çok iyi bir sosyolog,çok iyi bir liderdi… Zamanla eğitim enstitüsündeki diğer derslere giren öğretmenleri tanıdım.Hemen hepsi Ahmet Arvasi hocanın öğrencisi ve hayranı olduklarını gördüm.Bu değerli öğretmenler mesleklerinde çok çok İyi oldukları gibi Ahmet ağabeyimden de çok istifade etmişlerdi. Onların tanıdıkça sevgili Ahmet arvasi hocama saygım ve sevgim artarak çoğaldı… Ahmet arvasi hocam MHP ve ülkücü gençlik çevresinde apayrı bir yeri vardı. Bunu bilenler Onun Türkçü,ırkcı,milliyetçi olduğuna hükmederlerdi.Hatta yakın aile çevremizden pek çok kimsenin de bu Görüşte olduğuna şahidim.Ama kendisini okul çağında daha yakından tanıyan ve takip eden bir akrabası olarak şunu net olarak söyleyebilirim ki Ahmet hoca ırkçı, milliyetçi ve Türkçü değildi. Türk milletinin islama hizmetiyle yüceldiğini söylerdi.Bu yüzden de Türklerin İslam ile bütünleştiğini etle kemik gibi birbirinden ayrılmaz olduğunu belirtir sadece ırk üstünlüğü diye hiç bir ırkın başka bir ırka üstünlüğü yoktur derdi. Büyük mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasi, İslam'a, milliyetçiliğin penceresinden değil, milliyetçiliğe İslam'ın penceresinden bakıyordu. "Ben İslâm İman ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâm'ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster azınlıklardan gelsin, isterse çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım. Bunun yanında Şanlı Peygamberimizin 'Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır' tarzındaki ortaya koydukları yüce prensiplere de bağlıyım. İnanıyorum ki, hem Türk hem Müslüman olmak hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim?" diyordu. Evet memleketin karanlık kargaşa dolu günlerinde kökü mazide kolları istikbalde bir neslin yetişmesi için gecesini gündüzüne ilave ederek istirahatini feda ederek bir şeyler yaptı,yapmağa çalıştı. Başardı ve pek çok insan onun aydınlatıcı fikirleriyle tarihini tanıdı,ecdadını tanıdı ve en önemlisi dostunu düşmanını tanıdı. Hergün tüm ecdadıma okuduğum gibi bizzat ismen sevgili ve muhterem Ahmet arvasi hocama ve babasına ve annesine ve kardeşine yasinler,tebarekeler,ihlas ve fatihalar göndererek hasretime su serpiyorum… Onlar erdi vuslata bizler dünyanın mihnetindeyiz.Az kaldı. şu geçici dünyadan iman selameti ile kurtulup sevdiklerimize kavuşmayı umuyoruz. Kişi sevdiği ile beraber olacak hadisi şerifi mucibince umuyoruz ki Sevgili peygamberimizin bayrağı altında sevdiklerimizle birlikte olacağız. Yeter ki kırmadan kırılmadan o vuslata kavuşalım… Rabbim rahmet eylesin…
|